Ekim 1988’de dönemin Hindistan başbakanı Rajiv Gandhi’ye yazan Salman Rushdie, hükümetin onun çekişmeli romanı Şeytan Ayetleri’nin ithalatını yasaklamasının ardından Hindistan demokrasisinin “gülünç bir duruma” dönüştüğünden yakınıyordu.
Şimdi 36 yıl sonra, Hindistan hükümetinin orijinal emri tespit edememesinin ardından yasağın kaldırılacağı düşünüldüğünde son gülen yazar olabilir.
Rushdie’nin büyülü gerçekçi romanı, Eylül 1988’de yayımlandığında küresel bir heyecan yarattı. Peygamber Muhammed’in hayatından esinlenen bu roman, onun adını vermemesine ve yalnızca kurgusal karakterlere ve yerlere yer vermesine rağmen, İslami şahsiyetler tarafından küfür olarak kınandı. İran’ın dini lideri tarafından Rüşdi’ye karşı fetva verilmesine yol açtı.
Rushdie, uzun yıllar boyunca dikkat çekmemeye zorlandı ve 2022’de New York’ta halka açık bir görünüm sırasında birden çok kez bıçaklanarak tek gözü kör bırakılan bir suikast girişiminin kurbanı oldu.
Şeytan Ayetleri’nin yayınlandığı sırada Hindistan hükümeti, Müslüman milletvekilleri arasında tepki gelmesinden korktuğu için kitabın ülkeye ithal edilmesini yasaklamaya karar vermişti ve Rushdie, bu kararı “son derece rahatsız edici” olarak nitelendirdi.
Ancak maliye bakanlığı tarafından verildiği bildirilen gümrük emrinin resmi olarak tebliğ edilip edilmediği konusunda artık bir soru işareti var.
Sorun, 2019 yılında romanı kitapçılardan satın almaya çalıştığını ancak bunun yasa dışı olduğunun kendisine bildirildiğini söyleyen Hindistan vatandaşı Sandipan Khan’ın açtığı dava sonrasında gün yüzüne çıktı. Ancak ithalat yasağına ilişkin bildirimi bulmaya çalıştığında hiçbir hükümetin net sitesinde yoktu.
Khan konuyu Delhi yüksek mahkemesinde ele aldı ve burada ithalat yasağının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz etti. Hükümet orijinal emri takip etmek amacıyla birden fazla uzatma talebinde bulunduğundan, ancak sonuç alınamadığından dava yıllarca sürdü.
5 Kasım’da açılan bir davada hükümet, Delhi yüksek mahkemesi önünde, ithalat yasağı kararının “izlenemediğini ve bu nedenle de üretilemeyeceğini” kabul etmek zorunda kaldı.
Davaya bakan hakimler, bu nedenle mahkemenin “böyle bir bildirimin mevcut olmadığını varsaymaktan başka seçeneği olmadığını” söyledi.
Davada Khan’ı temsil eden avukat Uddyam Mukherjee, bunun yalnızca Hindistan’da romanın ithalat kısıtlamalarının fiilen kaldırıldığı anlamına gelebileceğini söyledi. Herhangi bir bildirim yapılmadığı için 5 Kasım itibarıyla yasak kaldırıldı” dedi.
Hindistan’da doğan Rushdie, romanının İslam’a karşı saldırgan veya küfür içeren hiçbir şey içermediği ve bunun yerine din, göç ve kimlik konularının tamamen kurgusal bir incelemesi olduğu konusunda her zaman ısrar etti.
1988’de New York Occasions’ta yayınlanan Gandhi’ye yazdığı açık mektubunda, Hindistan hükümetini, kitabı aslında okumayan, “aşırılıkçılar, hatta kökten dinciler” olarak gördüğü kişilerin iradesine boyun eğmekle eleştirmişti.
Rushdie’nin mektubunda ayrıca Hindistan hükümetinin yasağın “Rushdie’nin çalışmalarının edebi ve sanatsal değerini azaltmadığı” konusunda ısrar ettiği de keyifle belirtildi ve şöyle eklendi: “İyi inceleme için teşekkürler.”