Bu olaylar, aralarında Fransa, İtalya ve İspanya’nın da bulunduğu İsrail’in birçok müttefikinin azarlamasına yol açtı. Downing Avenue sözcüsü İngiltere’nin “dehşete düştüğünü” söyledi.
Netanyahu Pazar günkü yorumlarında Avrupalı liderlerin eleştirilerini İsrail’e değil Hizbullah’a yöneltmeleri gerektiğini söyledi.
İsrail, Unifil’in bölgeyi istikrara kavuşturmakta başarısız olduğunu ve Hizbullah savaşçılarının Litani Nehri’nin güneyinde faaliyet göstermesini engelleyemediğini ileri sürüyor; bu da BM’nin buradaki varlığının nedenleri arasında yer alıyor.
Daha önce, Lübnanlı ve Lübnanlı olmayan militan grupların dağıtılması çağrısında bulunan 2004 tarihli BM kararı uyarınca hareket ettiğini ve barış güçlerinin geri çekilmesi talebinin Hizbullah’la karşı karşıya gelebilmek için olduğunu söylemişti.
Netanyahu, bu çağrıların “reddedildiğini” ve Unifil’in “Hizbullah teröristlerine canlı kalkan” sağladığını söyledi.
Bu hem kendilerinin hem de askerlerimizin hayatını tehlikeye atıyor” diye konuştu.
“Unifil askerlerinin yaralanmasından üzüntü duyuyoruz ve bu yaralanmayı önlemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Ancak bunu sağlamanın basit ve açık yolu, onları tehlike bölgesinden çıkarmaktır.”
Unifil yetkilileri defalarca askerlerini bölgeden çekmeyi reddetti.
Kuruluşun sözcüsü Andrea Tenenti Cumartesi günü AFP haber ajansına verdiği demeçte, “BM bayrağının bu bölgede hala yükseklerde dalgalanmasının önemli olması nedeniyle kalma konusunda oybirliğiyle karar alındığını” söyledi.
Lübnan Başbakanı Nijab Mikati Netanyahu’nun tutumunu kınadı.
Açıklamada İsrail Başbakanı’nın yorumlarının “düşmanın uluslararası meşruiyete uymama yaklaşımında yeni bir bölümü” temsil ettiğini söyledi.
Mikati, diğer ülkeleri “İsrail saldırganlığını durduracak sağlam bir tavır almaya” çağırdı.
