BBC’ye konuşan bazı piskoposlar, eşcinsel birliktelikleriyle ilgili hizipçiliğin, Adaylık Komisyonu’nun atamalarda yaşadığı sorunların temel nedeni olduğunu düşünüyor.
Seçici kurulda kadın piskopos fikrine karşı çıkan muhafazakar üyeler de var; bu da Kilise’yi uzun süredir bölen bir başka konu.
Bu temel etkenlerin hiçbiri, Piskoposlar Meclisi’nin acil toplantısında doğrudan ele alınmadı; toplantıda odak noktası tamamen seçim süreciydi.
İsminin açıklanmasını istemeyen kıdemli bir piskopos BBC’ye yaptığı açıklamada, “Tartışmalarda çok fazla korku vardı” dedi.
Piskopos, “Odadaki fil, güç ve bu gücü kimin kullandığı ile Kilise’nin cinsiyet ve cinsellik konularını açık ve dürüst bir şekilde ele alma konusundaki yetersizliğiydi” dedi.
Bunun yerine piskoposlar, mevcut krizi hafifletebilecek prosedürel çözümlere odaklandılar ve sonuçta yeni önlemlerin geçirilmesi yönünde oy kullandılar.
Bunlar arasında yeni piskopos için oylamanın “gizli” niteliğinin kaldırılması, oy barajının düşürülmesi ve hala çıkmaza girilmesi halinde paneldeki başkan başpiskoposa ek oy hakkı verilmesi yer alıyor.
Ancak Kilise’nin en kıdemli üyeleri olan bu kişilerin oyu 27-9’luk bir bölünmeyle oybirliğiyle olmadı. Aynı cinsiyetten kişilerin kutsanmasını desteklediği ve karşı çıktığı bilinen gruptaki sayılarla aynı doğrultuda bir sonuç.
Seçim kurulu değişikliklerine karşı çıkan piskoposlar, tartışmalarda yeni hamlelerin başpiskoposlar tarafından bir güç ele geçirme girişimi gibi görünme riski taşıdığını ve demokratik olmadığı şeklinde algılanabileceğini söyledi.
Ancak geçirilen önlemlerin daha geniş Kilise tarafından Genel Sinod’da onaylanması da gerekiyor. Ayrılıkların çok daha açık bir şekilde ortaya çıkacağı yer muhtemelen o meclistir.
Son toplantılar sıklıkla husumet ve derin bölünme ile karakterize edildi. Kilise’nin işleyişi üzerinde etkisi olan şey artık bölünme gibi görünüyor.
